TTB’Yİ TÜRKSÜZLEŞTRİMEK
Ceyhun Balcı
Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk Tabipleri Birliği’nin adından “Türk” nitelemesinin çıkartılması doğrultusundaki yasal düzenleme önerisini işitince ciddiye almak gelmedi içimden. Bağlantıdaki haberi okuyunca kuşkum kalmadı.
https://www.veryansintv.com/mhpden-ttb-icin-kanun-teklifi-turk-kaldirilsin/
Yine de şaşkınlığımı yenemedim.
Yazının bu şaşkınlığın ürünü olarak okunması dileğiyle!
Milliyetçilik temelli siyaset yaptığını ileri süren bir siyasi partinin Türkiye’nin birleştirici sıfatı olan “Türk”ü bir meslek kuruluşunun adından çıkartma isteğine anlam vermekte zorlandım.
Her şeyden önce Türk Tabipleri Birliği’nin adından “Türk” nitelemesini çıkartma isteğinin yeni bir heves olmadığını vurgulamakta yarar var. Şu anda değişen tek şey bu hevesi sahiplenenin değişmiş olması.
Geçtiğimiz günlerde ölüm yıl dönümünde saygıyla andığımız Dr. Nusret Fişek sonrasının TTB’sine egemen olan etnikçi-ayrılıkçı anlayış bu hevesin gereğini yerine getirmek için öteden beri çabalamaktadır. Özellikle, “açılım” sürecinde saklama gereği duymadıklarını ve yaşamlarının her anında bu hevesle yanıp tutuştuklarının canlı tanığıyım.
İzmir Tabip Odası yönetiminde ve başka organlarında seçilerek yer almış bir hekim olarak zamanımın ve enerjimin önemli bölümünü TTB’ye egemen olan bu anlayışla savaşıma ayırdığımı özellikle belirtmek isterim.
MHP’nin amacını ve dayanağını kestirmekte zorlandığım bu girişimin kimlerin tutkusu olduğunu anlatabildiğimi sanıyorum. Solda olduklarını öne süren ama gerçekte etnikçi-ayrılıkçı olan grupçuklara FETÖ’cüleri ve liberalleri de eklemek yanlış olmaz. Farklı eğilimlerde olsalar da tümünü birleştiren ortak payda “Türklükle” ve “Türkiye’yle sorunlu” olmalarıdır.
Bugüne dek çokça heves edilen ama bir türlü fırsat bulunamayan “Türk”ü silme girişiminin MHP tarafından yaşama geçirilmiş olması ironik olmasının yanı sıra adlarını andığımız siyasi eğilimleri önemli bir yükten kurtarması bakımından da tarihsel önemde olacaktır. Bu yasal düzenleme girişiminin MHP’den gelmesi pek çok kişiye ağacın kendisini kesen baltaya serzenişini anımsatacaktır.
Cumhuriyet’i kuran partiye yıktırma kurgusuna sıkça değinilir ve yinelenir.
MHP’nin bu girişimi buna da benzetilebilir.
“Türk”ü, Türk kavramıyla sorunu olmadığı sanılan bir partiye sildirmek.
Siyasi partilerin her türlü özensizliklerine ve savrukluklarına karşın bir yasa önerisini TBMM başkanlığına sunmazdan önce bir şeyleri gözden geçirdiklerini düşünürdüm. Meslek kuruluşlarıyla ilgili bir yasa tasarısı kaleme alınmadan önce konuyla ilgili uzmanlığı olanlardan danışma hizmeti almış olmak akla yatkın olmanın ötesinde zorunluluktur. Belli ki yanılmışım!
Böyle bir danışma, bu hizmeti almak isteyenlere Türk Tabipleri Birliği’nin 1953 yılında çıkartılmış 6023 sayılı yasayla kurulmuş bir meslek kuruluşu olduğunu anlaşılır dille anlatırdı.
Kimilerinin öne sürdüğü gibi TTB ve benzeri meslek kuruluşları birer sivil toplum örgütü değildir. Yasayla kurulmuş birer kamu kurumudur. Diğer kamu kurumlarından farkı yöneticilerinin ve diğer organlarının üyelerinin seçimiyle işbaşına getirilmeleridir.
Ziraat Bankası’nın adı önündeki TC’nin silinmeye çalışılması neyse TTB’nin başındaki “Türk”ün ortadan kaldırılmaya çalışılması odur.
Bunu yapmak yerine TTB başta olmak üzere hemen tüm meslek kuruluşlarındaki temsiliyet sorununu çözmek yönünde adımlar atmak çok daha akılcı olurdu. Tabip odası ve TTB çatısı altında uzun yıllar boyunca bu noktaya yapabildiğimizce vurgu yapma çabası içinde olduk.
Pek çok kez yinelenmiş olsa da bir kez daha yinelemekte sakınca yok!
TTB’deki önde gelen sorun hekimlerin bu kuruma üye olmalarının zorunlu olmaktan çıkartılmış olmasıdır. Her şeyden önce TTB hekimlerin ilgisini çekmekten uzak kalmıştır son çeyrek yüzyılda. Kurumun başına çöreklenen Türkiye karşıtı anlayış izlediği politikalarla, ürettiği eylemlerle, söylemlerle çoğunluğu vatansever olan hekimleri kendi kuruluşlarından “başarıyla” uzakta tutmuştur.
Tam da burada iğneyi sıkça yaptığım gibi kendimize de batırmaktan kaçınamam. Mevcut üyeler kurumlarını sahiplenme görevinden kaçınmasalar, hiç olmazsa seçimlerde oy kullanmış olsalar TTB’ye egemen olan anlayışın TTB yönetimine gelmesi bırakınız söz konusu olmayı akla bile getirilemezdi.
İktidar blokunun oylarıyla yasalaşması kaçınılmaz olası bu düzenlemenin geri çekilmesi tarihsel bir hatadan dönülmesiyle eşanlamlı olacaktır.
Pire için yorgan yakılmamalı!
Şu anki yasada yer alan kısmi üyelik zorunluluğu MHP’nin önerisiyle “üye olunabilir” şeklinde değişirse Türksüzleştirilecek (T)TB için şu sözleri söylemek kaçınılmaz olacaktır :
“Hoşgeldiniz fincancılar çarşısına”.
Azim ve Karar, 18.11.2022