TESADÜFÜN BÖYLESİ

TESADÜFÜN BÖYLESİ
9 Ağustos 2020 21:00
547
A+
A-

Suay Karaman

Yaşamımızın bir parçası olan koronavirüs, gerçek dışı söylemler, zamanında alınmayan önlemler ve sürecin iyi yönetilememesi sonucunda hızlı şekilde yayılmaktadır. Vatandaşın devletin açıkladığı verilere güveninin kalmadığını bilen yöneticiler, işi aymazlığa döküp toplumu rahatlatmak amacındalar. Olayın başından beri açıklanan veriler gerçekçi değildir.

15-31 Temmuz arasındaki 17 günde tam sekiz kez 17 kişi ölmüş. Ölü sayısının masa başında yazıldığı belli olmaktadır; yoksa tesadüfün böylesi olabilir mi? Temmuz ayında dokuz gün 17 kişi, yedi gün 19 kişi, dört gün 18 kişinin ölmesi ilginçtir. Ağustos ayının ilk beş gününde de ölüm sayıları düşündürücüdür: 19-18-19-18-19. Aslında tüm veriler incelendiğinde, yukarıdaki örneklere benzeyen pek çok sayı bulunmaktadır. Sadece 14-25 Nisan arasında 12 gün ölü sayısı 100’den fazladır. Başından beri bu verilerin gerçekleri yansıtmadığı söylendi ama siyasi iktidar kulaklarını tıkadı. Devletin ciddiyetini bitirenler, insanların devlete güvenini sarstılar. Bakalım bundan sonra sayılarla nasıl oynayacaklar?

Koronavirüs salgınının ilk döneminin bile geride bırakılamadığı bir süreçte, 1 Haziran tarihinden bu yana yaşanan ‘sözde normalleşme’ sürecinin de iyi yönetilemediği görülmektedir. Normalleşme adı verilerek, toplumun rahatlatılması sonucunda maske kullanımı, fiziksel mesafe, el temizliği gibi olguların terk edilmesinin önü açıldı.

Restoranların, kafelerin göstermelik önlemlerle açılması, toplu taşıma izin verilmesi, turizm olumsuz etkilenmesin diye kontrolsüz yapılan düzenleme, vatandaşa dağıtılan tatil kredileri sonucunda salgın artmaya başladı. 24 Temmuz Cuma günü Ayasofya’da yüzbinlerin namaz kılması ve hilafet yürüyüşü, Kurban Bayramı’nda kurban satış yerlerinin durumu ve tatilde sahillere koşanlarla birlikte koronavirüsün artacağı kesindir. Bunu göremeyenlerin, olayları kavrayamayanların her akşam televizyonlarda vatandaşlara ‘önlem alın’ diye yalvarması sonucu değiştirmeyecektir. İşte gelinen bu noktada siyasi iktidar sıkışmıştır, küresel salgın için durum iyi dese, toplum kurallara uymuyor; kötü dese başarı efsanesinin sona ereceğinden korkuyor.

Koronavirüs salgınında sayıların makyajlanarak verilmesi, toplumu rehavete sürüklemiş ve alınması gereken önlemleri engellemiştir. Böyle bir küresel salgın durumunda gerçek bilgileri ve sayıları açıklamak, siyasi iktidarın görevidir, yükümlülüğüdür. İşte bu, görev ihmali olarak adlandırılır. Bunun dışında vatandaşlar arasında kural tanımayan duyarsızlar da vardır. Bu duyarsız vatandaşların ve siyasi iktidarın koronavirüs salgınındaki hataları, göz göre göre insanlarımızın ölmesine neden olmaktadır. Sağlık çalışanları da, bu ölümlerden payını almaktadır.

Küresel salgındaki bu artış yeni önlemlerin alınmasını gerektirecektir. Yine eğitim bilgisayar başında yapılacak, alışveriş merkezleri ve bazı işyerleri kapatılacak, toplu taşım yasaklanacak ve belki sokağa çıkma yasağı getirilebilecektir. İşte zamanında gerekli önlemler alınmadığı için salgını daha büyük boyutta yaşayacağımız günler bizi beklemektedir. Mart ayında hükümeti bu salgın konusunda başarılı bulan aymazları da unutmamalıyız.

Toplum olarak bilgili, bilinçli, kültürlü olamadığımız ve yanlış seçimler yaptığımız için, her konuda daha kötü günler bizi beklemektedir. Ama umudumuzu yitirmeyeceğiz, karanlıkların sonu aydınlık değil mi?

Azim ve Karar, 10 Ağustos 2020.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.