NEDEN TOPRAK REFORMU YAPILMALI?
Mustafa Kaymakçı
Narin’in katli olayından yola çıkarak “Toprak Reformu” konusunda birbirini izleyen üç yazıyı kaleme almıştım.
İlk yazımda “Narin’in Katli , Feodalizm ve Suskunluk Yasası”adlı yazımda bu trajik olayın kök nedenleri arasında bölgenin feodal düzeninden kaynaklanan kültürün payı olduğu üzerinde durmuş ve feodal kültürün tasfiyesi için “Toprak Reformu yapılmalıdır” demiştim.
İkinci yazım da “Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da Feodalizmin Tasfiyesi Uğraşısı”nda,Atatürk’ün gerek TBMM açılışlarında yapmış olduğu konuşmalarda ,gerekse 1924 Anayasası’nın 74. maddesine 1937’de çıkarılan bu yasaya eklediği fıkra ile çiftçiyi toprak sahibi yapmak uğraşısına karşın neden toprak reformunun gerçekleşemediğine değinmiştim.
Üçüncü yazımda ise “Nasıl Toprak Reformu Yapılmalı?” konusu üzerinde durmuş ve özetle “Toprak Reformu temelinde kooperatif örgütlenme ile köylülerin sanayici olmaları sağlanmalı ve de ürünlerinin pazarlanması gibi konularda da egemen rol oynamaları için gerekli desteklemeler yapılmalı” diye not düşmüştüm.
Şimdi gelelim “Neden Toprak Reformu Yapılmalı?”sorusuna?
Kulluktan Yurttaşlığa Dönüşüm İçin Toprak Reformu Yapılmalı.
Kulluktan yurttaşlığa dönüşüm, Atatürk Aydınlanmasının temelidir. Yurttaş kimliğine sahip olanlar koşulları en iyi değerlendirerek geleceklerini kendileri belirleyebilirler. Başkalarından beklenti içine girmezler. Oysa Doğu ve Güneydoğu’da kuşaktan kuşağa aktarılan biat kültürü egemendir.Yoksul köylülerde,devlet örgütlenmesi yerine ağaların egemen olduğu bir düzenin değiştirilemez olduğuna dair bir olgu vardır ve değişmezlik olgusunun çaresizliğini yaşarlar.
Burada size, Ertem Eğilmez’in yönettiği, senaryosunu Yavuz Turgul’un yazdığı ve de filmin başrollerinde İlyas Salman ve Şener Şen‘in oynadığı “Erkek Güzeli Sefil Bilo” filmini anımsatmak isterim.
Bu nedenle “Kulluktan Yurttaşlığa Dönüşüm İçin Toprak Reformu Yapılmalı.”
Mevsimlik İşçi Dramını Önlemek İçin Toprak Reformu Yapılmalı
Türkiye’de her yıl, Adana’da örtü altı sebze ve narenciye; Afyon’da kiraz toplama; Düzce’de fındık toplama; İzmir’de kiraz toplama ve kurutmalık domates kesme; Konya-Aksaray’da pancar çapası; Ordu’da fındık toplama; Samsun’da sebze hasadı; Urfa’da pamuk toplama ve Yozgat-Nevşehir’de pancar çapası gibi işlerde istihdam edilmek üzere Urfa, Mardin ve Diyarbakır gibi ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden mevsimlik işçiler getirilir.En kabul edilmez koşullarda bu köylüler çalıştırılır.
Göçün en önemli nedeni “ekonomik zorluklar”, bir başka deyişle topraksızlık ya da az topraklılıktır.
Kente göçenlerin arasında daha önce herhangi bir araziye sahip olanların oranı son derece az. Ailelerin sadece yüzde 7’sinin köylerinde tarım arazileri var ve bu arazilerin ortalama büyüklüğü 10 dönümden küçüktür.
“Mevsimlik İşçi Dramını Önlemek İçin Toprak Reformu Yapılmalı.”
Köylerden Kentlere Zorunlu Göçü Önlemek İçin Toprak Reformu Yapılmalı
Topraksızlık ya da az topraklılıktan dolayı açıkta kalacak Doğu ve özellikle Güneydoğu’da köylülere , kentlerde iş var mı? Elbette yok.
Bu nedenle de “Köylerden Kentlere Zorunlu Göçü Önlemek İçin Toprak Reformuna İvedilikle Gereksinme var.”
Ayrılıkçı Kürt Terör Örgütünün Gücünü Kırmak İçin Toprak Reformu Yapılmalı
Doğu ve özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde topraksızlık ya da az topraklıktan kaynaklanan büyük bir işsizlik söz konusu. Bölgedeki kentlerin çeperleri, yoksul ve umarsız insanlardan, eğitim olanağı bulamamış gençlerden oluşuyor.
Onlar adına konuşanlar; meclise girmiş feodal beyler, feodaliteden bağını koparmamış bölgenin sanayi ve ticaret erbapları, özetle Kürt yoksullarından beslenen katmanlar.
Bu katmanlar ve PKK, Kürt yoksullarını kullanıyor. Yoksul ve umarsız insanlara ayrılıkçı Kürt terör örgütünün kara propagandası belirli ölçülerde etkili oluyor ve dağ kadroları böyle besleniyor.
Bir tespit yapalım; “Siz hiç Kürt toprak ağalarının çocuklarının dağa çıktıklarına biliyor musunuz? Soruyu biraz daha yumuşatırsak; Toprak Reformu’nu dile getiren iktidar politikacısı ve/ ya da açık bir şekilde dile getiren muhalif partiler var mı?”
Bu kapsamda “Ayrılıkçı Kürt Terör Örgütünün Gücünü Kırmak ve Etnisite Temelli Siyasal Örgütlenmeyi Zayıflatmak İçin De Toprak Reformu Yapılmalı.”
ABD ve AB Ülkelerinin Kürt Sorununu Kaşımasını Engellemek İçin Toprak Reformu yapılmalı.
ABD ve AB, özellikle Ortadoğu’nun petrolü ve stratejik önemi nedeniyle ayrılıkçı Kürt hareketi olan PKK/ KCK terör örgütünü destekliyor. Türkiye’de de Kürt terör hareketi bu amaç için oluşturuldu.
Bu bağlamda, Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani gibi feodal liderler aracılığıyla ABD’ye tam bağımlı ikinci bir İsrail devleti yanı sıra Suriye’de de yine ikincisi ile bağlaşık yeni bir devletçik oluşturmak istemiyorlar mı?
Şimdi soralım; “Bu süreç ne zaman başladı ve hızlandı? Bu süreç, herkesin bildiği gibi, Türkiye’deki demokratikleşme hareketini engelleyen 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle başladı ve hızlandı. ABD ve AB, demokratik hakları geliştirme bahanesiyle Kürt ayrılıkçı terör hareketini, çeşitli araçlarla desteklediler. Terör hareketinin başta silah olmak üzere, uyuşturucu ve nüfus ticaretine göz yumdular. Kimi ülkelerde de, örneğin Yunanistan’da terörist yetiştiren kamplar dahi kuruldu.”
Bu nedenlerle de “ABD ve AB Ülkelerinin Kürt Sorununu kaşımasını engellemek için Toprak Reformu yapılmalı.”
Siyasi partilerde Biat Kültürünün Egemenliğini Kırmak İçin Toprak Reformu Yapılmalı
Doğu ve özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde egemen olan biat kültürü bütün siyasi partilere; bölgecilik, etnisite ve delege ağalığı gibi gruplaşmalarla yansıyor. Biat kültürü liyakatı kaldırıyor. Parti genel merkezleri yanında il ve ilçe başkanları ve de yerel ekonomiyi denetleyen belediye başkanları politikada belirleyici oluyor.
“Siyasi partilerde Biat Kültürünün Egemenliğini Kırmak İçin Toprak Reformu Yapılmalı.”
Yazımı; “Toprak Reformu’nun kapitalist ya da toplumcu bir düzenin parçası mı olacağı sorusunun cevabı, bu aracın kimin denetlediğine bağlı olacaktır. Toprak Reformu örgütlenmesinde, “Ne,nasıl üretilecek, ürünler kime ve ne zaman satılacak” konusundaki kararlar, kapitalist hükümet kurumları tarafından verilirse, elde edilecek kazancın çoğunluğu egemen tarımsal sanayi kesimine gidecektir. Egemen sınıflar tarafından istenen Toprak Reformu paradigması budur. Bu nedenle topraksız ya da az topraklı köylüler için iyi bir Toprak Reformu, daha eşitlikçi bir gelir dağılımının aracı haline dönüşebildiği takdirde başarılı olacaktır.”diye sonluyorum.
Yazımı sonlandırırken bir soru sormak isterim. Günümüzde “Toprak Reformu” Türkiye gündeminde yok. Kimileri, siyaset örgütlerinin ağalar aracılığı ile topraksız ve az topraklı köylülerin oylarına talip olduklarını söylüyorlar. Sizin yanıtınızı bilmek isterim.
Azim ve Karar, 04.10.2024