MUHALEFET
Ceyhun Balcı
İpliği çoktan pazara çıkmış Şebnem Korur Fincancı son haftanın ana gündemi oldu. Öncesinde de benzer söylemleriyle oldukça iyi tanınmışlığı vardı. En azından ben ve benim gibi çok sayıda hekim onun bu tutumundan rahatsızdı.
İkinci dönem için Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi başkanlığına seçildiğinde elimizden geldiğince karşı çıkmaya çalıştık. Emirin demiri kestiği gibi TTB’ye 30 yıldır egemen olan marjinal grupçuklar Şebnem Korur Fincancı’yı bir kez daha TTB doruğuna tırmandırmakta sakınca görmediler. Hatta, bunu bir onur sorunu bile yaptıkları söylenebilir. Son TTB seçiminde merkez konseyine seçilenler arasında Şebnem Korur Fincancı en az oyu alsa da başkan yapıldı.
Demokrasiyi ve demokratik değerleri dillerinden düşürmeyenlerin bu çok demokratik(!) tutumunu okurun değerlendirmesine bırakıyorum.
Pek çok kişi nasıl olur da Tıbbiyeli Hikmet’in ardılları olan, Türk hekimleri böyle bir kişiliği hekim meslek kuruluşunun başına getirirler sorusunu dillendiriyor.
Tılsımlı sözcük “muhalefet”tir.
Ülkeyi 20 yıldır bunaltan, boğulma noktasına sürükleyen iktidara “muhalif” görünmek onay almak için yetip de artmaktadır.
“Muhalif” Şebnem Korur Fincancı çizgisinin çok değil birkaç yıl önce açılım masalarının gözde kişiliklerinden olduğu her nedense göz ardı edilmektedir muhalefet heveslilerince. Bugün açılım masası yeniden kurulsa koşarak o masada yer alacakların başında gelir.
Açılım rüzgârının sert estiği, önüne ne çıkarsa savurduğu günlerde bugünün hızlı muhaliflerinin iktidarla alıp veremediği yok gibiydi.
Ne zaman ki, ülkenin koşulları ayrılıkçı terörle yolları ayırmayı kaçınılmaz kıldı, açılımcı muhalif takım birden bire AKP’ye azılı muhalif kesildi.
Öteden beri ayrılıkçı olan, ayrılıkçı odaklarla ilişkisini saklama gereği duymayanlar yeni dönemde FETÖ’cü odaklarla da bağlaşıklık içinde olmakta sakınca görmediler.
Bu arada, Şebnem Korur Fincancı’nın evinde yapılan aramada kaleşnikof mermileri bulunduğu haberleri düştü ortama. Henüz başlamış bir soruşturma kapsamında olan bu bilgilerin ulu orta ortalığa saçılması da hiç doğru gelmedi bana.
Ayrıca, Şebnem Korur Fincancı’yı suçlamak için evindeki kaleşnikof mermilerine gereksinim olmadığının özellikle altı çizilmeli.
Muhalefet adına terör örgütü destekçisi tv kanalında dayanaksız sözleriyle ülkenin gözbebeği orduyu karalamak yetmemiş olmalı ki, soluğu Almanya’da aldı Şebnem Korur Fincancı. Orada da bir yanında etnik ayrılıkçılar diğer yanında FETÖ’cülerle “insan hakları uzmanlığını!” konuşturdu.
Başında bulunduğu kuruma, TTB’ye güç vermek, zaman ayırmak yerine o kurumdan aldığı güçle bulabildiği her kapıyı zorladı.
Hiç de dürüst davranmadı.
Özel hekimliğin muayenehane hekimliği alanının neredeyse yasaklandığı şu günlerde bu konuyla ilgili girişimler yerine Şebnem Korur Fincancı’nın sorunlarımızla ilgili olmayan gündemle tartışılması herkesten çok biz hekimleri derinden yaraladı.
Bir söz de bu gelişmeyi fırsat bilerek onu koruma ve kollama altına almak isteyen sözde aydınlarımıza gelsin!
Muhalefet konusunda kafa karışıklığı yaşadıkları kesindir!
Hükümete muhalefetle devlete muhalefet ayrı şeylerdir.
Hükümete muhalefet edeceğim derken devletin varlığına, birliğine, bütünlüğüne yönelik karşı çıkış içinde olmak tarihsel hatadır. Bilgili, birikimli anlak düzeyi tartışılmaz hekimlerin bu oltaya takılmış olmaları göz ardı edilemez.
Muhalefeti bile beceremeyen bir aydın kitlemizin varlığı en az Şebnem Koruru Fincancı kadar kaygı kaynağımızdır.
Türk Tabipleri Birliği’nin başına 30 yıldır çökmüş olan, etnik bölücülüğü rehber edindiği en küçük kuşku götürmeyen, son zamanlarda FETÖ’yü bağlaşıkları arasına eklemekte sakınca görmeyenlerin peşine bilinçli/bilinçsiz takılanları durumlarını gözden geçirmeye çağırsam karşılık alır mıyım?
Emin olmasam da bu tarihsel görevi yerine getirmiş olmak istedim
Kaygılarımla…
Azim ve Karar, 27.10.2022.