MESUT ÖZİL VE FUTBOL EKONOMİPOLİTİĞİ
Baştan söylemiş olayım!
Mesut Özil’in Fenerbahçe’ye gelişiyle ilgili teknik çözümleme yapacak değilim. Ama, medyanın hemen her türünde güzellemeden bol bir şey olmadığından bu olayı güzelleyenler zincirine de eklenecek değilim.
Aklım yukarıda özetlediklerime ermez ama bu işlerin içinde benim ya da başkaca yalın yurttaşların aklının ereceği, ermesi gerekeceği ayrıntılar olduğu da kuşkusuzdur.
Dünyayla birlikte salgını yaşayan ülkemiz salgının doğrudan etkilerinin yanı sıra ekonomik etkilerini de bir o kadar ağır biçimde duyumsuyor. Milyonlarca insan işsiz ve dolayısı ile de bunalımda.
Mesut Özil’in Fenerbahçe’ye gelişinden sana ne diyeceklere yazının sonuna gelindiğinde doyurucu bir açıklama yapmış olacağımı umuyorum.
Elbette gözden de kaçabilir.
Ama, bu konuyla ilgili allayan pullayan yazıların tersine sorgulayanına rastlamadım!
Kısaca ülkemiz futbolunun sacayağından söz etmeliyim!
- Özellikle süper lig için söz konusu olan canlı yayın ve yayıncı kuruluş. Her şey yerlileşip, millileşirken her nedense (!) bu iş Katarlılaştı…
- Çok farkına varılmıyor olabilir ama bahis işi de bu pastadan pay alıyor. Hafta sonları sokağa çıkma kısıtlamasından bahis oynatanların bağışık olduğunu belirtmekle yetineyim.
- Bir de futbolun hem TFF (Türkiye Futbol Federasyonu) hem de kulüpler düzeyinde yönetiminden söz edilmeli. Salazar’ın 3 F’sinden birisi olan futbol aradan geçen bunca yıla karşın ülkemizde afyon olmayı sürdürüyor. Bunun için de ülkenin ve kulübün gerçeklerinden kopmuş, savurgan ve iş bilmez yöneticiler gerekiyor. Burada amaç futbolu yönetmekten çok kitleleri ve elbette güncel deyişle algılarını yönetmek. Bunlardan da bolca bulunduğunu üzülerek görüyoruz.
Geçen yıl Falcao, bu yıl Mesut Özil ve birkaç yıl önce tecavüz hükümlüsü Robinho!
Neden Türkiye bir tecavüz hükümlüsünün sığınağına dönüşüyor?
Neden Falcao ya da Özil gibi topçular Türkiye’ye unlarını eleyip, eleklerini asmazdan hemen önce geliyorlar ya da getiriliyorlar?
Başkasının parası benim elimi ya da çenemi neden yoruyor?
Ne kadar biliniyor bilemem!
Salgın ortamında perişan olan, işsiz kalan vatandaşı için devletimizin eli cebine gitmek bir yana IBAN numarası verdiğini biliyoruz. Aynı devletimizin kamu bankaları aracılığıyla iş bilmez ve savurgan futbol yöneticileri için kesenin ağzını açıp, çoğu anonim şirket olan kulüpleri krediye boğması ve bataktan çıkartmaya soyunması beni ve benim gibi milyonlarca insanı bal gibi ilgilendirir…
Futbolun yalnız futbol olmadığını da…
Umarım anlatabilmişimdir…
Azim ve Karar, 29.01.2021