6-7 EYLÜL

Ceyhun Balcı
Yılın belirli günleri Cumhuriyete ve onun üzerinden Kemalizm’e saldırı fırsatı olarak kullanılır.
6-7 Eylül 1955’de İstanbul’da yaşananlar çarpıtılır ve suç Kemalizm’e yüklenir.
Oysa, bu vahşetin birincil sorumlusu o günün iktidarıdır.
Ya da açık adıyla sağ ve sığ akımların kutup yıldızı olan, toplumu cepheleştirmekte sakınca görmeyen Demokrat Parti.
İkinci Dünya Savaşı’nın toplumda yarattığı hoşnutsuzlukları değerlendirerek iktidara geçen DP sol gösterip sağ vurmuştur sözcüğün tam anlamıyla.
DP iktidarının ne olduğu ve neler yapacağı ilk ediminden bellidir.
14 Mayıs 1950 seçimlerinde iktidar olan DP işbaşı yapmasının üzerinden 32 gün geçmişken 1932’den beri Türkçe okunan ezanı Arapça’ya çevirerek başlamıştır edimlerine.
Cumhuriyete, ve devrimlere dolayısı ile de Atatürk’e meydan okumadır yaptığı.
DP iktidarının başlarında çıkartılan bir yasa da yanılsama yaratmıştır.
25 Temmuz 1951 tarihli 5816 sayılı yasayla Atatürk’e karşı işlenen suçları yaptırıma bağlayan bu düzenleme DP’nin Atatürk’ü koruma girişimi olarak görülmüştür kimi çevrelerce. Oysa, göstermelik bir düzenlemedir.
Bu, sözüm ona koruma yasasına karşılık DP, Atatürk’ün değerli kalıtını her fırsatta yerle bir etmeye ant içmiş gibidir gerçekte.
Cumhuriyeti yıkmayı amaçlayan DP kesintisiz ve mutlak iktidarı boyunca tıpkı bugünkü iktidar gibi arka bahçesini ve o bahçeyi dolduracak kalabalıkları oluşturma becerisi göstermiştir.
Atatürk’e ve onun yüce anısına saygılı görünen DP iktidarı 6-7 Eylül 1955 olaylarından birinci derecede sorumludur.
Atatürk’ün Selanik’teki evine zarar verildiği yalanının yayılmasına kayıtsız kalan Menderes iktidarı hemen her konuda otoriterlik sergilemekteyken ve muhalefete göz açtırmazken 6-7 Eylül 1955’te hepimizin başını önüne eğdiren olayları önlemekte zorlanmazdı diye düşünmek gerekiyor.
Gericilik Cumhuriyet kurulur kurulmaz harekete geçen gericilik pek çok yerde ve zamanda olduğu gibi 6-7 Eylül 1955’te İstanbul’da sahne aldı.
Yaşanan budur!
Azim ve Karar, 07.09.2025