İZMİR’DEKİ HATAY
Ceyhun Balcı
Deprem yüreğimizi burktu. Bundan da kötüsü, bu olumsuzluğun akıl ve bilim yolundan ayrılışımızla ilintili olmasıydı.
Cumhuriyetle birlikte Türkiye’deki yer adları da anlam kazandı.
İzmir’deki Hatay onlardan birisidir. Tıpkı biraz ötedeki Lozan, Montrö, Cumhuriyet meydanları gibi.
İzmir’i bilenler için yinleme olacak. Ama, bilmeyenler için tanımlamak zorundayız.
Konak’tan, Bahri Baba parkı yanından kıvrılan varyanttan yukarıya doğru tırmandığınızda Eşrefpaşa’ya varılır. Sağa dönünce İnönü caddesine çıkarsınız. İnönü birkaç kilometre sonra İzmir’in süvari kurtarıcısı Fahrettin Altay’a kavuşur.
İnönü caddesinin Göztepe’ye kadar olan bölümü Hatay olarak bilinir.
İzmir’de Hatay’ın ne işi var diye soracakları yanıtlamış olalım.
Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk durmak bilmeyendir.
Düşmanı denize dökmekle yetinmez.
Cumhuriyeti kurar, devrimleri yapar.
Bu arada, Lozan’da eksik kalan boğazları Montrö’yle çözüme kavuşturup, bu önemli su yolları üzerindeki Türk egemenliğini pekiştirirken Ulusal Ant’ın eksiği Hatay’ı bir an olsun aklından çıkartmaz.
Gerçekçi Atatürk, Hatay’a odaklanır. Eski Osmanlı topraklarıyla ilgili en küçük amacı ve emeli yoktur. Gereksiz serüvenleri aklının ucundan bile geçirmez.
Sağlığı bozulan Atatürk tüm uyarıları göz ardı ederek Güney Anadolu gezisine çıkar. Elbette, böylelikle Hatay’ı fethetmeyecektir. Ama, bir ileti vermeyi amaçlamaktadır.
“Hatay bizim hakkımızdır. Hakkımızdan vazgeçmeyiz!” demiştir bu gezisiyle.
İzmir’deki Hatay’ın varlığını da bu tutkuya borçluyuz.
Hatay’a yönelen Türkiye, ülkenin batı uundaki İzmir’den Hatay’a selâm durmuştur. İzmir’in Cumhuriyet dönemindeki gözde yerleşimi olan bu bölgeye 1937 yılında Hatay adı verilmiş olmasının anlamı büyüktür.
Bir hekim olarak Ata’nın şu sözü onur ve gurur gerekçemdir.
“Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz!”
Hiç kuşkusuz, Türk hekimlerine güvenmiştir Atatürk. Ancak, bu sözün ardında yatan bir başka neden Hatay tutkusudur dersek yanılmış olmayız.
Hatay’ı ülke sınırları içine katmak için ince siyaset güden Atatürk, bozulan sağlığının emperyalist devletlerce bilinmesini istememiştir. Bu nedenle, uzunca süre yabancı hekim istememiştir.
Bugün acının kenti olan Hatay’ın İzmir’de yaşam bulmasının öyküsü böyledir.
Cumhuriyet ilkelerinden sapmanın, o ilkeleri hiçe saymanın bedeli Hatay’da tüm etkileyiciliğiyle gözler önüne serilmiştir.
İzmir’deki Hatay da dertlidir kanımca bu bakımdan.
Çarpık, kuralsız ve de estetikten yoksun yapılaşma Hatay’ı haritadan sildi.
Canlılıkla ve doğayla barışık yaşam biçimi dpremden sele, kasırgadan kuraklığa varıncaya dek sayısız doğal afette var olmanın olmazsa olmazı.
Hatay yeniden kurulurken bu duyarlılık gösterilsin isteriz..
İzmir Hatay’dan, Hatay’a geçmiş olsun dileğiyle…
Azim ve Karar, 11.02.2023