HDP

Son günlerin gündeminde kendisine epeyce yer buldu. HDP, Esenyurt ilçe binasında bebek katili Abdullah Öcalan’ın görsellerinin bulunması. HDP’nin, terör örgütünün döpiyesli ve kravatlı (eş) uzantılarının sığınağı olduğunu saptamak için bu haberin gündeme düşmesine gerek yoktu.

HDP ve öncülü partilerin yaklaşık 30 yıldır bu doğrultuda etkinlik göstermek üzere kurulduklarını ve yol aldıklarını anlayamadıysak vay halimize!

Oysa, bundan birkaç yıl önce bu partiden seçilmiş belediye başkanlarının ülkemiz sınırları içindeki hendek, tünel ve bombalı tuzaklar için kamu olanaklarının sınır tanımazca kullanılmasında öncü rol oynadıkları anlaşılmıştı. Hatta, kimi haberlere açılım saçmalığının sağladığı rahat ortamda belediye araçlarının sınır ötesinde iş gördüğü bile yansımıştı.

HDP’nin terörle içli dışlı durumu çok fazla söze ve yazıya gerek bırakmayacak denli açıktır.

HDP’den belediye başkanı seçilip de görevi başında kalabilen neredeyse yokken partinin kapılarının açık olmayı sürdürmesi de anlaşılır gibi değildir.

HDP’nin durumu bu kadar açıkken partilerin anayasaya uygunluğunu izleyen yargı ne yapıyor?

Bağımsızlığını yitirmiş olan yargının HDP’yi görmezden gelmesi neredeyse tümüyle iktidarın güdülemesi nedeniyledir.

Yargının “demokrasilerde parti kapatılmaz!” sözüne uygun bir tutum içinde olduğu anlaşılıyor.

İlk bakışta parti kapatılması sevimsiz bir olgudur kuşkusuz! Ama, koşulları oluşmuşsa, sağlam kanıtları varsa partilerin kapatılmaması demokrasiyekötülük değil midir? Kapatmak ya da kapatmamak bir yana HDP’nin söylem ve eylemleri hiç olmazsa soruşturmaya konu olmaya değer değil midir?

Yargının durumunu aşağı yukarı saptadığımıza göre HDP’nin terörle iç içeliğinin gündelik siyasetteki izdüşümüne de bakmakta yarar var.

Bir taraf aritmetiğin çekiciliğine kapılıp HDP bataklığına yaklaşmakta sakınca görmezken diğer taraf karşıtlarının bu bataklığa ilgisinden oldukça hoşnut ve gerçekleşmesi durumunda siyasi getiri beklentisi içinde.

Daha açık söylemek gerekirse yargının HDP’yi soruşturmasını ve kovuşturmasını engelleyenler bu partiyi oltanın ucuna takılan yem gibi kullanıyorlar.

HDP üzerinden yaşananların demokrasiyle, siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmadığı çok açık!

HDP örneği Türkiye’de siyasetin ve oy avcılığının nasıl bir yola düşürüldüğünün de anıtlaşmış hali olarak boy gösteriyor.

Çivisi çıkmış ülkenin olağan görüntüsüdür karşımızda duran!

Böylesi oynak ve ilkesiz siyasi ortamdan yarar ummak ne denli gerçekçidir?

Yorum sizlerin..

Azim ve Karar, 26.01.2021