GÖREVİ BELLİ

Suay Karaman
Kimin özeli olduğu belli olmayan CHP Genel Başkanı, geçtiğimiz hafta sonu Rudaw internet sitesine röportaj verdi. Röportajda ülkemizin üniter yapısıyla ve yürürlükteki anayasasıyla çelişen birçok bölüm vardı. Eğer bunları önemsemezsek, ülkemizin parçalanmaya doğru gideceğine de seyirci kalırız.
Röportajda Özgür Özel’e PKK terör örgütünün fesih bildirisi ile ilgili düşüncesi soruluyor. Özgür Özel ise sadece sevindiğini söylüyor; o bildiride Lozan’ın hedefe konmasının, 1924 Anayasasının göz ardı edilmesinin ve soykırım suçlamasının kabul edilemeyeceği yönünde bir yanıt vermiyor.
Röportajda şunu söylüyor: “Türk gençlerinin sorunları var, Kürt gençlerinin daha çok sorunları var. Türk kadınlarının sorunları var, Kürt kadınlarının daha çok sorunları var.” Ancak daha çok olan sorunlardan söz etmiyor. Varsa yoksa acıklı etnik eşitsizlik ve mağduriyet anlatılıyor. Ülkemizde cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili olanların, önemli bürokratik makamlarda olanların Kürt kökenli olduğu nedense hiç akıllara gelmiyor. ‘Kürt sorunu’ ifadesi, Kürt kökenli yurttaşlarımızı ötekileştirip hedefe koymaktır. Çünkü Kürt kökenli yurttaşlarımız da ülkemizin eşit ve onurlu yurttaşlarıdır. Anayasamızın 10. maddesine göre kanun önünde herkes eşittir.
‘Eşit yurttaşlık’ diye çırpınanlar, ihanete giden yolu açmaktadır. Eşit yurttaşlık demek, etnik bölücülük yapmaktır; yurttaşlar arasındaki değil, etnik ya da dinsel yapılar arasındaki eşitliktir. Eşit yurttaşlığın dayandırıldığı temeller; çok dillilik, anadilde eğitim, özerk yönetim ya da yerel yönetimlere yetki devridir. Böylece etnik topluluklara hukuksal kimlik kazandırılması sağlanacaktır. Bu girişimlerle din ve ırk farklılıklarına dayanan federatif yapılanmalar ortaya çıkarılarak, ulus devletin yıkılması amaçlanmaktadır.
Röportajda Özgür Özel, ‘ana dilde eğitim’ ve ‘kapsayıcı bir vatandaşlık tanımı’ vurgulamaktadır. Buna göre anayasanın 42. ve 66. maddelerinin değiştirilmesi gerekmektedir. Ana dilde eğitim konusu CHP kurultaylarında ya da parti meclisinde tartışılmadan, örgütlerin ve seçmenlerin görüşü alınmadan ortaya atılacak bir konu değildir. Böyle bir konu parti politikası olarak açıklanamaz. Her çocuğun ana dilini öğrenme hakkı vardır ama ana dilde eğitim farklı bir olgudur. Eğitimde ayrılık, toplumda bütünleşmeyi değil ayrışmayı körükler. Ulus devletlerde böyle bir uygulama yoktur. Ana dilde eğitim, ulus devletin parçalanmasının yollarından biridir. Anayasamızdaki “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” ifadesindeki Türk tanımından rahatsızlık duyanlar ise emperyalizme meze olanlardır. 42. ve 66. madde üzerindeki tartışmaların, anayasamızın ilk dört maddesindeki değiştirilemez olan ulus devlet ve Türkçenin resmi dil olması hükümlerini de tehlikeye sokacağı bilinmelidir.
Röportajda Özgür Özel; “elbette sivil, özgürlükçü, kapsayıcı bir anayasaya ihtiyaç var” diyerek, bir yerlere yeşil ışık yakmaktadır. Atatürk’ün koltuğunda Müdafaayı Hukuk duruşu sergilenir, tam bağımsızlık benimsenir, emperyalizme karşı dik duruş gösterilir. O koltukta oturup, emperyalizmin bölünme projelerine destek verilmez.
Ülkemizin büyük sorunları terör örgütüne destek vererek, emperyalizme mavi boncuk dağıtarak çözülmez. Eğitimin bitik durumu siyasileri ilgilendirmemektedir. Son günlerde yaşanan önemli bir olay muhalefetin bile gündeminde yer almamaktadır. Kendini Ekümenik Patrik olarak isimlendiren Fener Rum Kilisesi Patriği Bartholomeos, Yunanistan Genelkurmay Başkanı General Dimitrios Hupis tarafından ziyaret edildi. İstanbul’un fethi olan 29 Mayıs tarihinde yapılan ziyarette Yunanistan Genelkurmay Başkanı, Bartholomeos’a Trakya topraklarının ve İstanbul’un Türkiye’ye ait olmadığı bir Helen haritası hediye etti. Megali İdea’yı (Büyük Ülkü) çağrıştıran bu harita sunumu konusunda Türk kamuoyu, terör örgütünün bildirisinde olduğu gibi sessizliğini korudu. Toplumda ulusal duyarlılık bitirilirken, altımızdan ülkeyi çekip alacaklar ve ne yazık ki bu gidişle farkında olamayacağız.
Günümüzde üniter yapımızın bozulmasına, ulusallık karşıtlığına ve Atatürk ilkelerini çiğnemesine karşın halen yeni CHP yönetiminden ve genel başkan Özgür Özel’den umutlu olanlar, bu ihanet sürecinin açık ya da gizli destekçileridir. Bu iktidar ve böyle muhalefet ile ülkemizin sorunları çözülemez. Yıllardır Kemal Kılıçdaroğlu’nun en yakınında olan Özgür Özel’i tanımak için Sayın Zahide Uçar’ın “Siz Kimin Özel’isiniz?” adlı yazısını okumakta yarar var. ( SİZ KİMİN ÖZEL’İSİNİZ? – Azim ve Karar )
Ülkemiz ‘eşit yurttaşlık’, “anadilde eğitim’, Kürt sorunu’ diye diye bölünmeye doğru giderken, ana muhalefet partisi genel başkanının öncülük ettiğini de unutmamak gerekir.
Özgür Özel röportajında “Kürtlerin taleplerini bağıra bağıra söylemek benim vazifem” demiştir. Özgür Özel’in görevinin ne olduğu belli olmuştur; ülkemizin bölünmesine destek olmak. Vatan severlerin ivedilikle örgütlenerek, bu gidişe dur demesi gerekmektedir.
Azim ve Karar, 2 Haziran 2025