CHP’DE DEĞİŞİM, AMA NASIL?
Mustafa Kaymakçı
Seçim yenilgisinin ardından CHP’de tartışma alevleniyor. Kamuoyunun karşısına çıkanlar “Değişim” sözcüğünü tekrarlayıp duruyorlar.
Ancak CHP kendi köklerinden ve toplumsal tabanından neden uzaklaştı? Sağa açılarak güç kazanacağını mı sandı? CHP’nin tarihsel kaynakları üzerinde yeniden örgütlenmesiyle ilgili bir program önerileriniz var mı? Nasıl bir ekonomi politika izlenecek? Özelleştirmelere karşı çıkılacak mı? Halkçılıktan, laiklikten yana mısınız?
Bütün bu soruların yanıtı, CHP Genel başkanlığına soyunanların gündeminde henüz yok.
Bu yazımla, Cumhuriyet Halk Partisi’nde Gençlik Kollarında çalışmış ve de bir süre “CHP İzmir İl Başkanlığı Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu Başkanlığı” yapmış bir akademisyen olarak “CHP’de Değişim, Ama Nasıl?” sorusuna yanıt verme doğrultusunda düşüncelerimi aktarmak dileğindeyim..
CHP Neden Bu Duruma Düştü?
Bir genelleme yapalım. Türkiye’de olduğu üzere Dünyada da, 1980 yıllardan itibaren neoliberal politikaların egemenliği dayatıldı. Neoliberal politikaların kabulü ettirilmesi için çeşitli araçlar kullanıldı. Örneğin Türkiye’de askeri darbe söz konusu oldu zaman sürecinde bu konuda bir hegemonya oluşturuldu. Hegemonik yaklaşım ve araçlarıyla birer toplumsal özne olan emek eksenli sınıfların çıkarlarının, neoliberal iktidarlar tarafından gerçekleştirileceğine inandırıldı. Böylece sınıfsal iktidar mücadelesinden vazgeçildi ya da bu mücadeleyi izin verilen sınırlar içerisinde ve hedef doğrultusunda yürütülmesi sağlanarak bir “toplumsal özne” yerine, bir “toplumsal nesne” olma konusu kabul ettirildi. Bu amaçla, çeşitli araçlarla emekçi kesimlerin beyinleri yıkandı.
Bu hegemonik yaklaşımdan en yüksek payı CHP aldı. Çünkü 1980 yıllara değin var olan sisteme karşı daha iyi bir düzenin sağlayabileceği konusunda umut verebilen kitlesel bir partiydi. CHP’den milletvekili olanların sınıfsal durumları dikkate alındığında, şimdikinden oldukça farklı sol toplumsal kesimlerden gelenleri görmek olasıydı.
12 Eylül Askeri Darbesi’nin yönlendirmesiyle parti yasaları da değiştirildi. Bütün partiler birbirine benzetildi. Zamanla CHP’de de neoliberal uzantıların parti üst yönetimi üzerinde egemenliği artırıldı ve bir kast oluşturuldu. Dilerseniz il ve il düzeyinden başlayın, milletvekili ve belediye başkanı olanların sınıfsal durumlarını bir inceleyiniz. Bu yapı içinde emek kesiminden gelenleri payına da bir bakınız.
Artık gelinen noktada, parti tabanı ile üst kadrolar arasındaki önemli farklılıkların olduğu açıktır.
Oysa CHP’de, parti tabanı aydınlanmacı, halkçı-kamucu, laik ve demokratik bir geleneğin içinde Cumhuriyetçi bir “habitus”a sahiptir. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin yönlendirmesiyle neoliberal uzantıların parti üst yönetimi üzerinde çöreklenmesine karşın, özellikle oy tabanı CHP’nin hala Cumhuriyetin yaşayabilen yapısal özelliklerini savunmaya devam etmekteler.
CHP’nin anılan özelliklerdeki parti tabanı, emek eksenli toplumsal örgütlerle işbirliği yaparak önce CHP’yi, sonra daha aydınlık bir Türkiye için bir umut yaratma zorunluluğu ile karşı karşıyadır ve bu konu O’nun öz görevidir. Ancak ortaya çıkan bu umudu örgütlemek gerekiyor.
Umudu Örgütlemek!
• Kitlelere özgürlük ve adaletin ekmek kadar vazgeçilmez talepler olduğu gerçeğini kavratma örgütlenmesi,
• Mavi ya da beyaz, her türlü emekçinin sendikal örgütlenme ile ekmeğine sahip çıkabilmesi için örgütlenmesi,
• Dinsel ve etnik gericiliğe karşı emek eksenli çözümleri iletme örgütlenmesi,
• Liberal ezberlerin çöküşünü gösterme ve planlı karma ekonomiyle sanayi, tarım ve hizmet sektöründe üretim seferberliğini başlatma örgütlenmesi,
• Kırsalda, üreticilerin uluslararası ve ulusal tekellere karşı ve feodalitenin egemen olduğu bölgelerde toprak reformu için kooperatif modelin örgütlenmesi,
• Laik, parasız ve bilimsel nitelikli bir eğitim modelini geliştirme örgütlenmesi,
• Bilim ve teknolojide, katma değeri yüksek teknoloji ürünlerin üretilmesini sağlayacak akademik ve ekonomik modelin örgütlenmesi,
• Ulusal kültürümüzün, evrensel kültürle buluşturulmasını sağlayacak saygınlaşması ve varsıllaşmasının örgütlenmesi,
• Emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı ezilen uluslarla dayanışmanın örgütlenmesi.
CHP Parti Programı Nasıl oluşturulmalı?
Umudun örgütlenmesi için de değinildiği üzere CHP Tüzüğünü ’nün yanı sıra bütün millici toplumsal sınıf ve katmanların bir araya gelmesiyle şekillenecek bir programa gereksinim var.
Bu program:
“Ulus Devlet, Devletçilik ve Halkçılık Temelinde Planlı Karma Ekonomi, Tarım-Sanayi Dengesinin Kurulduğu Sanayileşme, Tarımın Korunması ve Türkiye Çıkarlarına Yönelik Dış Politika ile özetlenebilecek Ekonomik ve Siyasal Tam Bağımsızlıkçı Olmalı”. Bu program, aslında “Türkiye’nin kurtuluş ve kuruluş ideolojisi olan 6 Ok’la şekillenen Kemalist İdeoloji” değil mi?
Elbette bunu uygulayacak bir kadroda önemli. Program ile kadrolar da şekillenecektir.
Ancak önce program. Bu amaçla CHP’nin bütün üyeleri ile birlikte “Çoban Ateşini Yakmak” gerekiyor. Başka çare yok.
Azim ve Karar, 02.07.2023