BUTROS’UN BAŞINA GELEN
Ceyhun Balcı
Yanı başımızda gerçekleşenlere sevinenler, bununla da yetinmeyip yaşananları kendi utkuları olarak sunmaya çalışanlara bakıp ortadoğunun gangrenleşmiş sorununa odaklanalım.
Aklını kullanmayı öğrenmek ya da Aydınlanma
Tarihten bir sayfa!
Yer Lübnan.
Tarih XX. yüzyılın başı.
Lübnan henüz Osmanlı toprağı.
Butros, çağının ilerisinde bir kişilik.
Bel bağladığı II. Meşrutiyet ve İttihat ve Terakki düş kırıklığı yaratmış.
Eğitimci Butros okul açar.
Okulunda aydınlanma değerlerini temel alan öğretim anlayışını rehber edinir.
O yıllarda Lübnan’da giderek etkili olan Fransızların devrimden kaynaklı değerleridir aydınlanma ilkeleri.
Butros öğrencilerine akıllarını kullanmayı öğretecektir. Bir toplumun uyanışını bu seçenekte görmüştür.
Parasal destek arayışı içindeki Butros Fransızların kendisine yardımcı olacağı beklentisi içindedir.
Fransızlar yardımı esirgemezler.
Fransız yardımı Butros’a değil Butros’ın karşıtı durumundaki eski türde eğitim veren okulun sahibine gider.
Emperyalizm boyunduruğu altına aldığı toplumların aklını kullanmasını istemez. Bu gerçekleştiği anda egemenliğini yitireceğini çok iyi bilir.
Eşitlik-Özgürlük-Kardeşlik Fransızlar içindir.
Başkalarının bu değerlerle bütünleşmesi emperyalizm için önde gelen sorundur.
Butros aynı zamanda Mustafa Kemal hayranıdır.
Öyle ki, evladına Mustafa Kemal’den esinle Kemal adını vermiştir.
Özetle, orta doğunun önde gelen sorunudur aydınlanma kapısından girememiş olmasıdır.
Mustafa Kemal’in en belirgin farkıdır bir doğu toplumunu aydınlanma kapısından geçirmiş olması.
Emperyalizme kendi değerleriyle meydan okumadır onun yaptığı.
Emperyalizme karşın aydınlanma değerlerine sahip çıkmak, aklını kullanma özgüveni göstermektir.
Çok açıktır ki, emperyalizmle başa çıkmanın önde gelen koşullarından birisidir aydınlanma değerlerini benimsemek ve onları içselleştirmek, onlarla bütünleşmek.
Baasçılık
Ortadoğunun aydınlanma kapısından girebilme şansıydı Baasçılık.
Zamanla yozlaştırılsa da, bağlamından kopartılsa da Baas’ın Süveyş Kanalı’nı yabancı egemenliğinden kurtarmış olması, uzun ömürlü olmasa da Suriye-Mısır Birleşik Arap Cumhuriyeti girişimi görmezden gelinecek gibi olmasa gerektir.
Artık geçmişte kalmış olan Baasçılığın ortadan kaldırılması girişimlerinin geçmişini 40 yıl geriye götürmek gerekir.
Yeşil kuşak projesiyle başlamıştır Baas’ın tarihe gömülmesine.
Köktendincilik Batı emperyalizmi eliyle var edilmiş, gelişip serpilmesi sağlanmıştır.
Hamas’ın, Müslüman Kardeşler’in ve onlara eklenebilecek nicesinin yanlış kararlarıyla ve sözde eylemleriyle kimlere hizmet ettiği açıktır.
Suriye’de Esat dönemine son vermekle, son Baasçıyı tarihe gömmekle övünç duyan HTŞ de yeşil kuşak projesinin kullanışlı aygıtıdır.
Bakmayın dün terörist sayılmasına!
Terörle ilinti efendiye hizmete uyarlıdır.
Emperyalizmin aygıtı olursanız sakalınız kısaltılır, duruşunuza, konuşmanıza çeki düzen verilerek barış güvercinine dönüştürülmeniz güç olmaz.
Özetle, Ortadoğu son gelişmelerle 100 yıl geriye götürülmüştür.
Sınırlar bir kez daha cetvelle belirlenecektir.
Bu duruma sevinenlerin kimden yana olduğunu kestirmeye gerek var mı?
HTŞ başarısına sevinenlerin emperyal ve Siyonizm sevicisi oldukları açık ve ortadadır.
Gerisi tiyatrodur.
Not : Butros’un yaşadığı Fransız deneyimi Amin Maalouf’un “Yolların Başlangıcı” kitabından alıntıdır.
Azim ve Karar, 21.12.2024