BU DÜNYADAN ÇETİN YETKİN HOCA GEÇTİ

BU DÜNYADAN ÇETİN YETKİN HOCA GEÇTİ
20 Temmuz 2024 12:22
183
A+
A-

Mustafa Kaymakçı

Prof. Dr. Çetin Yetkin, 1939 yılında İstanbul’da dünyaya geldi ve geçtiğimiz 15 Temmuz 2024’de sonsuzluğa uğurlandı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Doktorasını aynı fakültede “Hukuk Felsefesi” alanında yaptı. Ankara ve İstanbul’da savcı yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1980 yılından itibaren öğretim üyesi olarak çeşitli üniversitelerde görev yapmıştı.

Emekliye ayrıldıktan sonra çalışmalarını Antalya’da sürdürdü. Çeşitli basın kuruluşlarından ödüller aldı. Yazılarını kendi yayını olan “Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-İ Hukuk Dergisi”, “Akdeniz Atılım Gazetesi” ile birlikte pek çok dergide yayınladı. Toplumsal çalışmaları ile birlikte diğer inceleme-araştırma kitaplarının yanında özellikle “Siyasal İktidar Sanata Karşı (1970)” kitabıyla sanat ve aydınlar çevresinde ilgiyle karşılandı. Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi idi.

Yetkin Hoca öncelikle nesnel bir hukukçuydu. 1 Mayıs 1977 Taksim olaylarının soruşturma savcılığı sırasında:   “Ben mahkeme aşamasına kadar tüm dosyayı incelemekle görevliydim. Tek tek inceleyince bir sürü eksiklikler ortaya çıkıyordu. Ekspertiz raporu alınmamıştı. Kaç kişinin yaralandığı, yaralananların nasıl ve ne şekilde yaralandıkları, sonraki durumları tespit edilmemişti. Sadece ölüler vardı elimizde. Tabancayla vurulmuş adam. Ne otopsi yapıldı, ne de bir tespit. Sanıklar üzerinde yakalanmış tabancalar var. Bu adam hangi tabancayla vurulmuş bakılmadı. Mermiler elde edildi, tabancalar ve boş kovanlar bulundu. Ama balistik raporu yapılmadı. O kovanlar bu silahtan çıktı mı çıkmadı mı ona da bakılmadı.” ifadelerini kullanmıştı.

Siyaset ve bir kültür insanı olarak, halkları birbirine düşman eden, ırkçılığı ve ayrımcılığa karşı antiemperyalist olmasının yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaşlaşma temelinde kültür milliyetçiliğini savundu, Türk kültürel kimliğin korunmasından yana tavır aldı. Özetle, O bir “Kemalistti”.

Çetin Hoca, çok sayıda kitap kaleme aldı. Bunlar arasında; “Siyasal Düşünceler Tarihi, Karşı Devrim 1945-1950, Bir Türk Olarak Yaşamak, Adalet Hiç Var Olmadı, Herkes İçin Uygulamalı Siyasal Yaşam Notları, Düşünceler Ne? Nasıl?, Düşler Evreni, Bab-ı Ali’den Müdafaa-i Hukuk’a Basında 21 Yıl, Belgelerle Türkiye’de 17 İntihar Olayı Kod: 10-H-16” kitapları sayılabilir.

Çetin Hoca’nın en özgün eserlerinin başında beş cilt olarak tasarlanan ve her biri bütünden bağımsız bir kitap gibi okunabilen ve her cildinde ayrı dönemlerin anlatıldığı “Siyasal Düşünceler Tarihi”  kitabı geldiği söylenebilir.

Bu eserinde; ”Batı Dünyasında yakın dönemlere değin, Batı’nın (özerk bir) soyağacı olduğu, bunun da  Antik Yunan’dan Roma’ya, Roma’dan Hıristiyan Avrupa’ya, Hıristiyan Avrupa’dan Rönesans’a, Rönesans’tan Aydınlanma’ya ve Aydınlanma’dan Sanayi Demokrasi ve Sanayi Devrimi’ne uzanan bir sıra izlediği, bir başka deyişle  kısaca Antik Yunan uygarlığının Avrupa’nın Rönesans sonrası kurduğu yeni uygarlığına Roma ile birlikte önderlik ettiği tezine karşı” tavır gösterdi. Bu teze karşı uygarlığın temel taşlarının Batıyla sınırlı olmadığını,  Mezopotamya, Hint, Çin, Mısır, İslam ve Türk uygarlıklarının tümüyle örüldüğünü ilgili metinlerin ilk elden alıntılarıyla yazdı.

Gerçekte Batı’da dünya uygarlığının geldiği noktada uygarlığın beşiğinin Antik Yunan’a bağlanması tezinin, Oryantalizm/Avrupa merkezcilik yaklaşımından kaynaklandığını ve uygarlığın; binlerce yıl devam eden gelişmeler sonunda, insan aklının, bilim ve teknolojisinin katkısı ile ortaya çıkan ve bütün insanlığın eseri ve malı olan ortak değerler olduğunu “Siyasal Düşünceler Tarihi”  temelinde dile getirdi.

İkinci özgün kitaplarından biri ise;  “Antidemokrasizmidi.

Yetkin “Antidemokrasizm” adlı bu yapıtında seçimlerin meşruluğunu, çoğunluk kavramını, çok partili sistemi, katılımcılığı, seçmenlerin eşitliğini, demokrasilerden umduklarımızı, beklentilerimizi, esenlik, iyi bir yaşam ve özgürlük tutkusu ile tanımlayarak bugün bu taleplerimizin ne kadar karşılandığının sorgulamasını okurlarına bıraktı. Demokrasilerin aksaklıklarını göstermek ve nelerin düzeltilmesi gerektiğine dair görüşlerini sundu ve Atatürk devrimlerine ve demokrasisine dair özlemini dile getirdi.

Bir üçüncü eseri olan “Türk Edebiyatında Batılılaşma ve Kimlik Sorunu “nda ise Halide Edip Adıvar’ın kişiliğinde Batılılaşma ve Kimlik Sorunu’nuele aldı.

Kitabında; Atatürk Dönemi’nde “Batılaşma” sözcüğü yerine “muasırlaşma, muasır medeniyet seviyesine ulaşma” gibi terimlerin tercih edilmesinden yola çıkarak Batılaşma’nın gelişmekte olan ülkeler için seçeneğinin   “Çağdaşlaşma: Modernleşme” olduğunu ve  çağdaşlaşmanın  Atatürk’ün Türk  toplumunu çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkartmak için yapmış olduğu  devrim ve ilkelerinin tümü olarak tanımlanabileceği görüşünden yana tavır aldı. Çünkü Atatürk “çağdaşlaşma olayının, bir batı taklitçiliği ya da Avrupa’ya benzeme özentisi olmadığını dile getiriyordu.

Kitabında Halide Edip için; “Batı ancak özellikle de Amerikan kültür emperyalizminin ülkemizdeki ateşli bir savunucusuydu. Tüm yapıtları ile, Türk insanının batıya, özellikle Amerika’ya hayran olması, onların değerlerinin ülkemizde de geçerli kılınması, okuyucularını koşullandırarak emperyalizmin istediği kalıplara sokulmaları, emperyalizmin önündeki ulusal direncin kırılması için ilk yapıtından son yapıtına değin usanma bilmez bir uğraş vermişti” diyordu.

Halide Edip’in 1955’te yayımlanan “Türkiye’de Şark, Garp ve Amerikan Tesirleri” adlı kitabında; ” İç idaresinde, içtimaî adalet mefhumunu tutmuş olan Garp bu bakımdan Şarktan üstündür… Garp daima yeni vaziyetler karşısında yeni şekiller ve tedbirler almaya çalışmış,  herhangi cemaatte cemiyetin yükselmesi ve ilerlemesi için elzem olan fikir hürriyetine taraftar olmuştur… Eğer, insanlar insan olarak beka bulacaksa Garp medeniyetinin galebesi mukadderdir.” (s.138) dediğini yazıyordu.

Aslında Yetkin Hoca “Türk Edebiyatında Batılılaşma ve Kimlik Sorunu” kitabında değinildiği üzere kimi Türk okumuşlarının içine düştüğü ikilemi ve emperyal kültüre karşı teslimiyetin açmazlarını dile getirmeye çalışmıştı.

Türk kültür yaşamına özgün yapıtlarıyla katkıda bulunan Çetin Yetkin Hoca’nı anısı önünde saygı ile eğiliyorum. Yıldızlar yoldaşı olsun.

Azim ve Karar, 20.07.2024