BİZ SUSMUYORUZ (*)

BİZ SUSMUYORUZ (*)
3 Şubat 2025 00:08
232
A+
A-

Suay Karaman

Değerli katılımcılar, hepinizi Tüm Öğretim Elemanları Derneği adına dostlukla selamlıyorum; 32. Adalet ve Demokrasi Haftası’nda başta Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy olmak üzere yitirdiğimiz tüm yurtsever aydınlarımızı saygıyla anıyoruz. Evet her yıl anıyoruz ama yeterince anlamıyoruz. Eğer yeterince anlasaydık, Muammer Aksoy’un Türk Ceza Kanunu’nun 163. maddesinin kaldırılmasına karşı verdiği mücadeleyi desteklerdik. Değerli Aksoy; “163. madde kalkarsa Türkiye şeriat devletine doğru gider” demişti. Eğer 163. madde kaldırılmasaydı, bugün şeriata doğru koşar adım yol almazdık.

Eğer yeterince anlasaydık, Uğur Mumcu’nun imam hatip liseleri hakkındaki sözlerine destek olur, mücadele ederdik. İmam hatip mezunlarının vali, kaymakam, emniyet müdürü gibi kritik görevlere geleceğini ve devletin yönetiminde olacağını yıllar önce söylemişti Uğur Mumcu.

Günümüzde imam hatip mezunlarının tüm kurum ve kuruluşları sardığı görülmektedir; ülkemizi yöneten kadroların büyük çoğunluğu imam hatip okullarından yetişmiştir. Bugün okul öncesinden başlayarak tüm eğitim kurumlarında çağdaş, bilimsel, laik eğitim terk edilmiş ve dinsel içerikli eğitim başlamıştır. Milli eğitimde imamlar derslere girmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, birçok dini vakıf, cemaat ve derneklerin okullardaki etkinliklere katıldıkları bilinmektedir. Üniversitelerde de yönetim görevlerine hep imam hatip, ilahiyat mezunları atanmaktadır. Alınan akademik personelin birçoğu da dincileşme yolunda ilerlemektedir. Bazı örnekler vermek istiyorum:

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri bölümü Tasavvuf Tarihi Anabilim dalı başkanı Prof. Dr. Rifat Okudan: “insanın cinsel ilişki sırasında ‘şeyhini’ düşünmesi durumunda, şeyhin güzel ahlakının bereketinin doğacak çocuğa geçeceğini” savunan bir makaleyi Tasavvuf adlı derginin Haziran 2003 tarihli 10. sayısında yazmıştır.

İlahiyatçı ve hukukçu Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden emekli Prof. Dr. Cevat Akşit’in bir televizyon kanalında “seks” ile ilgili konuşması şöyleydi: “Cinsel münasebet esnasında afedersiniz eşeklerin yaptığı gibi tamamen soyunmayın. Çünkü orada melekler vardır, siz soyunursanız melekler dışarıya çıkar, şeytan odada tek kalır ve oluşacak çocukta şeytanın nasibi olur.

28 Şubat 2009 tarihinde Habername internet sitesinde yayınlanan Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker’in yazısı şöyleydi; “Müzik için haram diyemeyiz ama helâl de diyemeyiz. İçeriği İslâm’a uygun olmalıdır. Ama kadın sesi içeren müzik kesinlikle caiz değildir.” Daha sonra Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne geçen bu akademisyenin söylemleri insanın kanını donduracak niteliktedir: “Kadın yüzünü de kapamalı. Kadının evden çıkması caiz değil. Saç boyama caiz değil. Parfümlüye cennet haram. Dekolte giyinen, tahrik eden kadının tecavüze uğraması sürpriz değil.”

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hayrettin Karaman “oruç tutmayan, namaz kılmayan memur olmasın” demektedir. Kendi internet sitesinde ise “ülkemizde Hanefî mezhebine göre müziğin icrası da, dinlenmesi de haramdır” görüşünü aktarmaktadır.

Konya Karatay Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi İslam Ekonomisi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hamdi Döndüren; “Çalgı aletleri, bunları çalmak, satmak ya da şarkı söylemekten para kazanmak, nefsi azdıran, örneğin diri bir kadının ya da şarabın heyecan verici niteliklerini anlatan şarkılar caiz değildir” demektedir.

Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Mantık Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, 22 Kasım 2018 tarihinde Güzelbahçe Müftülüğü tarafından düzenlenen ‘Peygamberimiz ve Gençlik” adlı konferansta çocukların evlenebileceğini, kızların âdet görmesinin tedavi edilmesi gerektiğini, kızların tesettüre girmelerini, edepli olmalarını savunmuş ve laikliğin en büyük tehlike olduğunu söylemiştir.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi dekanı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz: “İstanbul’da 15 bin cami olmalı, en az 10 bin camiye ihtiyaç var” sözleriyle, bilimden ne anladığını ortaya koymuştur. İstanbul’da 3500 camiye karşılık, ilk, orta ve lise dahil 2700 okul olduğunu bilmeyenler, din adına atış ve satış yapmaktadır.

Bu tip akademisyenler sadece ilahiyatçılar arasında yoktur, diğer branşlarda da vardır. Örneğin Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Çaksen’in MS hastalığı ile ilgili makalesi şöyle: “bilimsel olarak kanıtlayamasak da, MS hastalığının temel nedeninin Allah’tan gelen bir ceza, sınav ya da ödül olduğuna kuvvetle inanıyoruz.” Başka bir makalesi şöyle: “Epilepsi ve Meditasyon Olarak Kur’an Tilaveti”, bir başkası da şöyle: “Tesettür Ergen Kızları ve Kadınları Cinsel Tacizden Korur

Ülkemizin şiddetle teknik eğitime gereksinimi varken, dini eğitim ile cumhuriyet devrimlerinin altı oyulmaktadır. Ancak umutsuzluğa yer yoktur; Atatürk’ün çocukları mutlaka yine başaracaktır. Çağdaş, bilimsel ve laik eğitime dönmek için bütün öğretim kademelerini içine alan köklü bir eğitim reformu yapılmalıdır. Gereğinden fazla olduğu belirlenen imam-hatip okulu ve ilahiyat fakültesi kapatılmalıdır. Ülkemizde tüm ibadet Türkçe olarak yapılmalıdır.

Ülkemizin aydınlık geleceği olan çocuklarımız, düşünen, sorgulayan, haksızlıklar karşısında boyun eğmeyen, mücadele eden, insanlık değerlerine saygılı, bilime, sanata, müziğe, edebiyata, doğaya ve spora ilgi duyan, sevgiyle beslenmiş bireyler olarak barış içinde yetişmelidir. Bunu sağlamak için Tüm Öğretim Elemanları Derneği olarak asla susmayacağız ve örgütlü mücadele edeceğiz. Ulusalcı tüm kuruluşları da örgütlü mücadeleye çağırıyoruz. Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin yolumuzu aydınlatacağı bilimle dolu, demokratik, laik, çağdaş eğitimli aydınlık ve hukuk dolu günlerde buluşmak üzere hepinize saygılarımı sunuyorum ve teşekkür ediyorum.

Azim ve Karar, 3 Şubat 2025

(*): 32. Adalet ve Demokrasi Haftası çerçevesinde 30 Ocak 2025 tarihinde 15 Demokratik Kitle Örgütünün düzenlediği “Biz Susmuyoruz” adlı etkinlik konuşması.