ATATÜRKÇÜLER HAKKINDA BİR DİYALOG

ATATÜRKÇÜLER HAKKINDA BİR DİYALOG
6 Ağustos 2024 16:53
219
A+
A-

Cihan Dura

– Bugün politik ve ekonomik bakımdan bir çıkmaza girmiş olan Türkiye’nin, her şeyden önce ‘Öncü Atatürkçüler’e ihtiyacı var.

– Kimdir bu Öncü Atatürkçüler? 

– Öncü Atatürkçü, Atatürk’ün fikir ve görüşlerini çok iyi bilen, onları uygulayabilen, çevresine ve halkına anlatıp dinletebilen kimsedir. Türkiye bir sorunla mı karşılaştı, bir değerlendirme, bir çözüm önerisi mi gerekiyor? Öncü Atatürkçü hemen harekete geçer, Atatürk’ün düşünce sistemine başvurur, onu güncelleştirir, onun ışığında konuyu irdeler, çıkış yolu arar. Yeni fikir oluşturur, açıklar ve yayar, ona göre hareket eder.

– Hayır arkadaş, ben Atatürkçüyüm ama özgürüm. Kendi başıma, serbestçe, istediğim gibi düşünür, kendi bilgime göre konuşur, yazıp çizerim!

– Öyle mi? Tamam, nasıl istersen…, serbestsin, istediğin gibi düşünebilirsin. Kendi kafana göre, dağarcığındaki hazır bilgiyi tekrarlar, sonuçlar çıkarır, gelişigüzel konuşur ve yazarsın, fakat iş deyince arkana bakmadan kaçarsın. Ne var ki, gözden kaçırdığın önemli bir husus var, seni uyarmak zorundayım: Mademki kafana göre, aklına estiği gibi düşünüp davranacaksın, o zaman neden “ben Atatürkçüyüm” diyorsun? Onun görüşlerinden habersizsin veya hazır olan, yıllardır değişmeyen, kıt bilgi dağarcığınla, birkaç basmakalıp slogan ve hareketle yetiniyorsun, dolayısıyla zamanını boşa geçiriyorsun. Hayır, böyle Atatürkçülük olmaz. Eğer gerçekten Atatürkçü isen, önce Büyük Önder’in ortaya koyduğu fikir sistemini iyi bilmek ve ona göre düşünmek, duyumsamak, iş yapmak zorundasın. Aksi halde, sen yüzeysel bir Atatürkçüsün, sözde bir Atatürkçüsün.

– ‘Sözde Atatürkçü’ derken? …

– Sözde Atatürkçü, adı üzerinde, Atatürk’ü ve cumhuriyetimizi ancak takım tutar gibi tutup havanda su döven kişidir. Kendince Atatürk’ü sever, ona saygı duyar. Cumhuriyetimize bağlı görünür. Ne var ki, bu alanlardaki kültür düzeyi çok sığdır. Söyledikleri, yazıp çizdikleri hep aynıdır, yavandır. Atatürkçe düşünemez, iş yapamaz. Çevresini etkileyemez. Mücadeleci değildir. Birtakım basit eleştiri ve karşı çıkışlarla mücadele verdiğini sanır. Diğer Atatürkçülerle bir araya gelemez, diyalog kuramaz, birlik olamaz. Atatürkçülerin Ortak Düşünme Sistemi’nden tamamen habersizdir.

Ancak, bir de Öğrenen Atatürkçüler vardır. Bunlar Atatürk’ü ve Cumhuriyeti sevmekle, devrimlere bağlı olmakla yetinmezler; eksiklerini bilir, Atatürkçülüğü, yani Kemalizm’i, Ataöğreti’yi daha iyi öğrenmeye çalışırlar, bu alandaki bilgilerini sürekli artırır, düzeltir ve derinleştirirler. Faaliyetleri sistemli, düzenli ve süreklidir, ortaklaşadır.

Öğrenen Atatürkçülerden bazıları zamanla İşçimen Atatürkçü olur. İşçimen Atatürkçülerin, Öğrenen Atatürkçülerden farkı iş yapmalarıdır, öğrendiklerini her gerektiğinde uygulamaya koyarlar, örgütleyici, çalışkan ve dinamiktirler. Bazı Atatürkçüler de Halk Dostu Atatürkçülerdir. Halk dostu Atatürkçüler yalnız bilgi sahibi değildir, aynı zamanda halka erişme, onunla kaynaşma yeteneğine sahiptirler. Öğrenen Atatürkçüleri bu yönde teşvik etmek, özendirmek gerekir. Ne zaman yetişecek Halk Dostu Atatürkçüler? Ortak Düşünce Sistemi’ne yöneldikleri zaman, o sistemden hareket ederek, fikir ürettikleri, iş yaptıkları zaman!…

– Peki, nasıl bulup öğreneceğim ben, bu Ortak Düşünme Sistemi’ni?

– Çok okuyacaksın. Cumhuriyetimiz ve Atatürk üzerine çok daha fazla yapıt okuyacaksın, ancak seçerek, sistemli olarak, bir sıra ve düzen çerçevesinde…  En iyisi, usta bir Atatürkçünün yol göstermesi ve gözetimi altında…Kendi başına, gelişigüzel okuyup bilgi biriktirmek yüksek verim sağlamaz, emek ve zaman israfına sebep olur. Aklıma gelen kimi yazarların adlarını vereyim, kuşkusuz başkaları da var: Sina Akşin, Falih R. Atay, Banu Avar, Doğan Avcıoğlu, Metin Aydoğan, Necip Hablemitoğlu, Attila İlhan, Ceyhun A. Kansu, Ahmet T. Kışlalı, Sinan Meydan, Uğur Mumcu, Turgut Özakman… Bunları ve diğer Atatürkçü yazarlarımızın kitaplarını sindire sindire okurken, bir yandan da Atatürk’ün değişik alanlardaki fikir ve görüşlerine en kısa yoldan, en sistemli olarak ulaşmak elbette kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu takdirde, doğrudan ATANAME* kitabına başvuracaksın. Ancak bu faaliyetin sırasında ‘münzevi’ değil, ‘sosyal’ Atatürkçü olacaksın. Bu, şu demek: Asla yalnız olmayacaksın, arkadaşlarınla bir araya geleceksin, gruplar, ekipler kuracaksın. Dayanışma, işbölümü ve birlik içinde hem kendini hem başkalarını yetiştireceksin.

Demek ki, ülkemizin içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulması için kutsal bir yükseliş gerekiyor: Sözde Atatürkçülerden, Öğrenen Atatürkçülere, İşçimen ve Halk Dostu Atatürkçülere… Öncü Atatürkçülere!…

____________________________.

* Cihan Dura, Ataname, Hayat Özlem Kayalı Yayınları, Ank., 2023, 771 s. Şu kitaba da bakılabilir: Cihan Dura, Atatürkçülük Dersleri, Atayurt Yayınevi, Ank., 2022, 316 s.

Azim ve Karar, 06.08.2024