30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI VE….
Zahide Uçar
Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı. Kanıyla, canıyla, doğru dürüst doymadan, hem iç hem de dış düşmanla savaşarak;
Bizlere onurumuzla, özgür yaşayalım diye bu güzel vatanı bırakan Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, şehit ve gazilerimize minnetle…. Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Ve;
Aziz ruhlarından çok utanamıyorum. Emanetlerine sahip çıkamadığımız için utanıyorum!
AKP Genel Başkanı sarayda 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutladı(!)… Azerbaycan, Katar, Libya, Bosna, Somali’ye görüntülü bağlanarak oralara gönderilen askerlerimizin komutanlarıyla görüştü. Kutlamaları aldı. Bizim bir de KKTC Devletimiz var değil mi? Yoksa oradan askerlerimizi çektiniz de bizim haberimiz mi yok? Neden KKTC Devletinde bulunan askerlerimizin komutanına bağlanılmadı?
İsterdim ki;
Yarı sömürge haline getirilen ülkemizde devletin başında Türklükle sorunlu değil, Atatürk bakışlı birileri olsun. Ve biz Zafer Bayramımızı bütün Türk Dünyası ile birlikte kutlayalım. Bütün bağımsız veya özerk Türk Devletleri başkanları davet edilsin, Ankara Türk dünyası ile şenlenip bütün dünyaya iyi bir mesaj versin. Belki bir gün… Ülkemizi geri alırsak…
*** *** ***
Dün sessiz bir ihanet daha gerçekleşti. AOÇ, Atatürk’ün milletine bıraktığı mülkü bir işgal daha gördü. Haberi Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Süleyman Özkan’dan öğrendik. Habere göre Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği Söğütözü’nde yapılan elçilik binasında hizmet vermeye başlayacak(!).. Hizmete açıldığı gün özel seçilmiş gibi, 29 Ağustos tarihi seçilmiş! Lozan Antlaşmasını kabul etmeyen ABD, İNTİKAM ALIRCASINA 30 Ağustos Zafer Bayramı tarihinden bir gün önce Ata’nın mirasında kaçak konsolosluğu açıyor. Kaçak diyorum, çünkü Şehir Plancıları Odasının açtığı davada 4. İdare mahkemesi AOÇ arazisi için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Araziyi Amerikan Konsolosluğuna TOKİ sattı. Bilirsiniz, Gazi, 30 Ekim 1918’de imzalanan ve Osmanlı Devletini bitiren işgale karşılık 29 Ekim 1923’de Cumhuriyeti ilan ederek işgale birgün önceden karşılık vermiştir. ABD kaçak konsolosluğun hizmete giriş tarihini tesadüf seçti diyebilir misiniz? Kimse bu kadar saf değildir değil mi?
*** ***
İsmail Kahraman diye bir şahıs var. Bahçeli’nin desteği ile TBMM’ne başkan olmuş şahıs… Anayasadan ilk dört maddenin çıkartılacağını söyleyen şahıs… İstanbul’da 6. Filoya karşı Namaz kılan İngiliz Müslümanı… Allahu Ekber, Humeyni rehber diye bağıran şahıs.(M. YILDIRIM-Zifiri Karanlıkta kitabından) Hintli Humeyni… İngiliz tezgahından geçen şeyhlerin dokuma tezgahı olan Hindistan….
İşte bu şahıs gene kinini kusmuş. Özet olarak demiş ki;
Şehirlerin kurtuluş yıldönümleri kutlanıyor. Kesinlikle karşıyım. Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu dolayısı ile kutlama yapılmaz. Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki…
Bu sözler alenen Kurtuluş Savaşını yok saymaktır. Yunan eşkıyasının tecavüz ettiği kadınlar, öldürdüğü bebekler, samanlıklara, camilere doldurup canlı canlı yaktığı mazlumların hatırasına hakarettir. Şehitlerimizi inkardır! Bu iddiayı ancak bir Yunan yapabilir?
Şaşırmıyorum!
Hocaların hocası Tarihçi Halil İnalcık diyor ki;
“Osmanlı yıkılırken Osmanlı aydınları azınlık ve devşirme aydınlarına;
Gelin, hep birlikte Osmanlıyız diyerek birlik olalım, mücadele edelim dedi. Devşirmeler bu öneriyi kabul etmedi. Atatürk ne zaman T.C. Devletini kurdu, işte o zaman biz Osmanlıyız dediler.”
Gerçek budur!
Tek kurşun atmadık iddiası da doğrudur. Çünkü onlar saray ve İngilizlerin ortak ordusu olan Kuva-yi İnzibatiye ordusunun kalıntılarıdır. Onlar düşmana tek kurşun atmayan, Yunan Ordusunu kutsayanların devamıdır. İngilizlere İslamın anahtarını vermeliyiz diyenlerin devamıdır. Yani, onların büyükleri düşmana tek kurşun atmadı. Kimlerle savaştılar? Kuva-yi Milliye ile (Mustafa Kemal’in ordusu) savaştılar. Amaçları İngilizlere destek verip yurdun işgalden kurtulmasını önlemekti.
Kurtuluş Savaşında İtilaf Devletleri yenildi. Yunan askerleri ile işbirliği yapan hainler, Yunan askerleri kaçarken bizi de götürün diye yalvardılar. O çok sevdikleri Yunan askerleri kayıklara tutunan bu hainlerin ellerine küreklerle vurarak denize ittiler.
Kendi vatanına ihanet edeni kim ne yapsın?
Günümüze kadar gelen Kuva-yi İnzibatiye kalıntıları hala Yunan, İngiliz ile birlikte Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığına devam ediyor. Atatürk’e düşmanlığın altında TÜRK DÜŞMANLIĞI VARDIR! Bu gerçeği kimse unutmasın.
Kendi azınlık kimliği ile ortaya çıkamayan devşirmeler kendini Müslüman kıyafetiyle gizleyip Türk Milleti ve atasına, tarihine kin kusmaya devam ediyor. Ülkeyi tam anlamıyla ele geçirdiklerinde ise gerçek kimlikleriyle ortaya çıkmaktan çekinmeyeceklerdir.
Özet olarak;
T.C. Devletini örtülü ve açık işgalden kurtarıp, Cumhuriyet rejimini yeniden inşa etmeden kutlanan her milli bayram kaybettiklerimizin hatırlanmasından ibarettir.
GERİ ALACAĞIZ AMA DOĞRU İNSANLARLA!
ÇÜNKÜ YANLIŞ İNSANLARLA DOĞRU MENZİLE VARILMAZ!
Azim ve Karar,30 Ağustos 2022.