2024 YILINDA UMUDU ÖRGÜTLEMEK

2024 YILINDA UMUDU ÖRGÜTLEMEK
24 Aralık 2023 16:57
327
A+
A-

Mustafa Kaymakçı

2023 yılında da bütün dünyayı etkisi altına alan ve gittikçe sıradanlaşan bir kötülük sorunu ile karşı karşıya kaldık.

Kimi düşünürler kötülüğün insan doğasından kaynaklandığını ve kötülüğü hayatta kalma mücadelesinin bir parçası, kişisel çıkar kavgalarının bir aracı olarak tanımlıyorlar.

Kimileri de, doğuştan gelen bir kötülük olamayacağını savunuyorlar. Onlara göre hiç kimsenin bilerek ve isteyerek kötülük yapamayacağını, tüm kötülüklerin insanın cehaletinden kaynaklandığını,  bir başka deyişle kötülüğün kötülük olarak bilinmemesinden ötürü meydana geldiğini  değiniyorlar.

20.yüzyılın önemli siyaset  kuramcılarından biri olan Hannah Arendt ise    kötülüğün “düşünce yoksunluğunun  ’’ sonucu olduğunu, düşünce yoksunu olan kişiler için kötülüğün sıradanlaştığını  söylüyor. O’na göre düşünce yoksunluğu arttıkça, “ Kötülüğün Sıradanlığı”nı ortaya çıkmakta.

Kötülüğün temel kaynağına  araştıran kimi yorumcular da düşünce yoksunluğu yanında özellikle toplumların içinde bulunduğu sosyo-ekonomik koşullarının da önemli rol oynadığın ifade ediyorlar. Bu kapsamda kapitalist üretim biçimi ve ilişkilerinin  payının ihmal edilmemesi gereken bir etmen olduğuna değiniyorlar.

Ben  de toplumsal  kötülüğünün sıradanlaşmasında, toplumsal sınıflar arasında gelir dağılımının giderek kötüleşmesini , uluslararası  sömürü olan emperyalizmin ve onu yaratan kapitalist üretim biçiminin  dikkate alınmasını düşünenlerdenim.

Biraz geriye gidelim. Toplumsal sınıflar ve uluslararası  sömürüden geçmişten birkaç örnek verelim.

•             Britanya’nin Galler Bölgesi’nde üzere, dünyada da sanayi devriminin başlarında yer altındaki maden ocaklarında   çok zor koşullarda gebe kadınların ve çocukların çalıştırılıyor, o yıllarda işçi sınıfının bu yolla acımasız sömürüsü doğal karşılanıyordu.

•             Bir zamanlar “Güney Afrika’daki Irkçı Apartheid Rejimi” yok mu idi? Ülkede 1948- 1994 yılları arasında azınlık konumunda bulunan beyazlar, ülkenin asıl sahibi olan siyahlara uyguladığı ırkçı kurumsallaşmış yönetim sistemini sadece ekonomik anlamda sömürmekle kalmamış, bölgede hak ve özgürlük anlamında da sınıfsal bir sömürü düzeni de kurulmuştu.

•             Yine bir zamanlar kölelik kurumu, ulusal ve uluslararası düzeyde kabul edilmişti .Britanya,Fransa,İspanya,Hollanda,Portekiz,Belçika,Danimarka,İsveç gibi ülkelerin sömürgeleri olan Afrika ülkelerinde kölelik yaygındı. Afrika’dan toplanan kölelerin sahipleri kölelerden hastalık bulaşmaması bahanesi ve/ya da meyve bahçelerinde meyve yemelerini engellemek için onlara maske takmak zorunluğunu bile getirmişlerdi.

Pek iyi, insanoğlu bu kötülüklerden toplumsal bir mücadele vererek kurtulmadı mı?

Geçmiş unutmadan 2023 yılı Türkiye’sine gelelim.

Hepimiz tanıklık yapmaktayız Bu yılda da toplumsal sınıflar arasında gelir dağılımının dayanılmaz kötüleştiğini, yoksulluğun arttığını, genç ve nitelikli beyinlerin göç ettiklerini, tarikat ve cemaatlerin sivil toplum örgütü olarak kabul edildiğini ve de Atatürk Aydınlanması’na karşı savaş açıldığını  görmüyor muyuz?

Ancak  bunlara karşı umutsuzluğa kapılmamalıyız. Atatürk’ün söylediği; “Umutsuz durumlar yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” deyişini anımsamalıyız.

Ancak umudu örgütlemek gerekiyor. Bu amaca yönelik olarak;

•             “Kitlelere özgürlük ve adaletin ekmek kadar vazgeçilmez talepler olduğu gerçeğini kavratma örgütlenmesi,

•             Mavi ya da beyaz, her türlü emekçinin sendikal örgütlenme ile ekmeğine sahip çıkabilmesi için örgütlenmesi,

•             Dinsel ve etnik gericiliğe karşı emek eksenli çözümleri iletme örgütlenmesi,

•             Liberal ezberlerin çöküşünü gösterme ve planlı karma ekonomiyle sanayi, tarım ve hizmet sektöründe üretim seferberliğini başlatma örgütlenmesi,

•             Kırsalda, üreticilerin uluslararası ve ulusal tekellere karşı ve feodalitenin egemen olduğu bölgelerde toprak reformu için kooperatif modelin örgütlenmesi,

•             Laik, parasız ve bilimsel nitelikli bir eğitim modelini geliştirme örgütlenmesi,

•             Bilim ve teknolojide, katma değeri yüksek teknoloji ürünlerin üretilmesini sağlayacak akademik ve ekonomik modelin örgütlenmesi,

•             Ulusal kültürümüzün, evrensel kültürle buluşturulmasını sağlayacak saygınlaşması ve varsıllaşmasının örgütlenmesi,

•             Emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı ezilen uluslarla dayanışmanın örgütlenmesi” gerekiyor.

Umudun Örgütlenmesi Nasıl Olacak?

Umudun örgütlenmesi için bütün millici toplumsal sınıf ve katmanların bir araya gelmesiyle şekillenecek bir programa gereksinim var.

Bu program:

Ulus Devlet, Devletçilik ve Halkçılık Temelinde Planlı Karma Ekonomi, Tarım-Sanayi Dengesinin Kurulduğu Sanayileşme, Tarımın Korunması ve Türkiye Çıkarlarına Yönelik Dış Politika“ile özetlenebilecek Ekonomik ve Siyasal Tam Bağımsızlıkçı Olmalı”.Bu program,aslında Türkiye’nin kurtuluş ve kuruluş ideolojisi olan “Kemalist İdeoloji”değil mi?

Elbette bunu uygulayacak bir kadroda önemli. Program ile kadrolar da şekillenecektir.” diye düşünüyorum.

2024 yılında  dünya ve Türkiye’de  sömürüye karşı  daha yüksek düzeyde toplumsal mücadelenin artmasını diliyorum.

Azim ve Karar, 24.12.2023